28 Eylül 2010 Salı

selam. ben geldim. şimdi gidiyorum.

Medeni hukuk dersinde hocanın dediklerini not alıyordum kendimden geçmiş bir hızda. Tek amacım yanımdaki arkadaşa "hocaya yetişmek için hızlı yazıyorum onun için çirkin oluyor eve gidince temize geiçcem" demekti. Ama kendimden geçtiğimden kelli cümleye "HOCAYA YETİŞMEKGRAAAĞAĞAĞA" diye kükreyek başlayınca 200 kişilik anfi bir anda sessizliğe büründü.

Bu gün otobüste de karşıma safinaz oturdu la.

25 Eylül 2010 Cumartesi

youtube değişik la

Youtube'da videonun altına yazılan yorum.

herkeZe selamlar.

sarki güzel tüm türk ülkeler yine birlesse osmanli devleti gibi birsey kursak iyi olur :)

Hadi gülün. Adam "şarkı güzel" den "türk birliği"ne geçti. Bu olaylarda bir adet güzide şarkının altındaki yorum bölümünde gerçekleşti. Çokdeğişikşeyler.

23 Eylül 2010 Perşembe

zor dıstıım


Ben okula gitmek için evden çıktığımda hava böyle oluyor işte. O PARLAYAN ŞEY SOKAK LAMBASI.

Yolda peşime itler takılıyor.

Çantama ekstra sıvitşört koyuyorum otobüste yastık olarak kullanıp uyuyorum. İnsanın uykusu gelip de uyuyamaması işkence lan.(otobüste oluyor o. ayakta olunca)

20 Eylül 2010 Pazartesi

ah çok değişik

Selamnaber ?

Ben okullu oldum la. Çok değişikti. Şöyle ki;

Rezil İstanbul trafiği sayesinde ilk derse geç kaldım. (neyseki ilk gün, neyseki devam şeysi yok)Bundan sonra daha erken kalkıcam.

İçeri girdim kartımı gösterdim falan. İnsan bi ok falan koyar. Mal gibi kaldım ortada. Hukuk fakültesini ararken kendimi eczacılık fakültesinde buldum. Sonra geri döndüm falan. Tuvaleti bulmam 15 dakkamı aldı.

Sınıf çok tuhaf. Önümdeki çocuğa konuşma maksatlı soru soruyorum. Sadece cevap veriyor. MAL. İnsan bana da bişiler sorar da dialog gelişsin. Hocalar da geldi merhabaselamnaberbay dedi gitti ilk gün diye. Saatlerce kimseyle konuşmadan oturdum. Benim gibi bir sosyal kelebek için korkunç bi durum.

Sonra çok sayın (cidden tatlı bi kadın ha) danışmanımın yanına gittim ders onaylatmak için. Kapıda bi kuyruk. Beklerken orada biriyle tanıştım benim anfidenmiş. OHA KONUŞABİLEN İNSAN FORMU diye tepki verdim. Kayıt işleminde sorun varmış saat 17 de gelin dediler. Bizde okulu gezelim dedik falan.

Dört duvarı kocaman binayla çevrili avlu nasıl esebilir bu kadar ? Mimar Damla cevap ver.

Bu da benim oturduğum yerden sınıf.


Öyle.

19 Eylül 2010 Pazar

postacı geliyor selam çakıyor

Damla bana mektup yazmış. Burada. Sesli güldüm okuyunca. Ama damlaya "seksli güldüm" dedim. Araya karışan bi k harfi işte.

Cevap veriyorum. Aha.

(bir iki yıl önce kitaplıktaki bi kitabın arasından 1985 tarihli bi mektup buldum. Çok heyecanlanmıştım. Oradaki girişi aynen aktarıyorum)

Esselamınaleykümverahmetullah.

Damla kardeşim. Nasılsın? Seni çok özledim. Beni sorarsan ben,size duyduğum özlem dışında gayet iyiyim. Kızlar nasıl ? Beyin nasıl ?

Neyse giriş kısmını böyle eğlenceli bir şeyle geçiştirdim.

Junior menü hakkında sinsi planlarım var. İki menüyü kombo yapıyorum hayvan gibi doyuyorum. Geçen gebze center'da öyle yapmıştrım hatırla. Hani kadına "bu iki menü anlaşmalı menü mü? " demiştim. Sen de "o ne la anlaşmalı mağaza gibi" demiştin.

Sonra senin tanıdıkların görmüştü bizi. Sinsi gibi gülmüştü kız olanı. Sen "bizi beraber sandı galiba sktr" gibi şeyler demiştin. Sonra sen gollum haldeyken eve kadar yürümüştük. Vedalaşırken saçını yemiştim.
Naber la ? Kayışdağı nasıl ? Kampüsünde dağ olması nasıl bi duygu ? Çakışmışsın diyolar.
Sen annene "ben serkanla kadıköyde eve çıkacam." demiştin de annen git de bunu dedene söyle demişti hatırlar mısın? Ben de anneme demiştim de şuh kahkahalar atmıştı. Sonra biz ne kadar mal olduğumuzu algılamıştık.

Ah dıstım hayat çok tuhaf. Öğlen 14 te dersten çıkıp akşam 20 de tekrar derse girmek var mesela bu hayatta. Marmara üniversitesi öğrenci işleri var bu hayatta. Telefonlara çıkmıyorlar.Değişik.

Sonuç: Mallık dolu bir arkadaşlığımız var. Bunu internette ifşa da ettik. Ama olsun. Siğ yu leytır. At dı kayışdağ.

ilk dersim de iktisatmış yarın. Bir matematik aşığı olarak çok sevindim.(şiringülücük)

Selam. Ben Serkan. ya sen kimsin. Arçelik ben çelik sen çelik. Komşu kızığğğ bana naz yapma kaş göz yapmağğğ oğğğ

Yarın okul açılıyor. Sabahın köründe kalkmalar başlasın.

İnsanlar saptadım benim bölümden. Saptama kriterim ise "danışman öğretmenin oya boyar olması" idi. Yarın sinsi gibi okula yayılıcaz kim ilk bulursa diğerine haber vericek. Sonra derslerimizi onaylatıcaz.BU BENİM PLANIMDI.

La o değilde. Salı ders 14te bitiyor. Akşam 20-22 arasına yine ders koymuşlar. Sinir sahibi oldum.

16 Eylül 2010 Perşembe

2 günde yordun beni İstanbul

Dün gittim de kapısından döndüm ya paso müdürlüğünün. bu gün yine gittim. saat 10 da girdim 14'te kart elimdeydi. Arada geçen 4 saat boyunca yaşlı teyzelerlen ortam kurdum. Sıcağın alnında onlara kiremitten oturaklar yaptım hayır dualarını aldım falan.

Sonra kartımı aldım kadıköy iskelesine gittim. orda kocaman istanbulkart dolum makineleri var. 20 TL koydum. Kartınızı okutun dedi. OKUTMA YERİ ÇALIŞMIYOR. Tabii kartı okumayınca kağıt olarak verdiğim 20 TLyi bana alttan BOZUKLUK olarak geri verdi. Küfrettim falan. Sonra gittim uzun bi sıraya girip elden doldurdum.

Yoruldum ha.

15 Eylül 2010 Çarşamba

bugün ne gördüm

La benim ders en geç 15'te bitiyor şimdi programa göre.Sonra baktım ki seçmeli dersleri akşam 20-22 arasına koymuşlar.TEALLAMYAREBBİM dedim görünce. Hukukta devam zorunluluğu yok ya kimse gitmezmiş akşamki seçmeli derslere. Ama ben giderim. ÇÜNKÜ sinsiyim.

ALEMLEREAKARIMABİĞDERSTENSONRA bahanesi. Hani akşama yine var ya. Neyse.

Tok olduğumu belirttiğim halde bana yemek yediren bi ananem var. NASIL ?

istanbul cahiliyim

Öğlen 13 gibi otobüse bindim. 1Saat sonra kadıköydeydim. Vesikalık fotoğraf çektirdim. Tekrar otobüse bindim HASANPAŞA denen mekanda indim. "Paso müdürlüğü" idi sanırım ismi. Oraya gittim. Kapıda bir adam "sıra bitti yarın gelin" diyordu. Tek amacı "istanbulkart" çıkartmak olan Serkan tıpış tıpış geri döndü.Ananesinin evine geldi. kapıyı çaldım cevap yok. O kadar yol teptim sonra kapıda kaldım. Neyse dedemler geldiler de içeri girdik. İlk işim yedek anahtarlara el koymak oldu.

Yarın saat 8 de durağa gidip otobüse bincem. Bu sefer işimi erken halledicem sırayı kapıcam. İstanbul cahiliyim dedim zira burda işler sabahtan halledilirmiş,bilemedim ben onu. Öğreniyorum yavaştan.

o değilde sokaktaki çarşaflı kadınları "arap turist" sanan kişi benim küçük kuzenim oluyor. "bu yıl ne kadar arap turist gelmiş baksana serkan ağğbi" dedi geçen. Ne desem bilemedim sonra.

14 Eylül 2010 Salı

Selamnaber?

Size ananemden sesleniyorum. Evet ananemlere GÖÇ ettim. Zira bu kadar çok eşyam olduğunu bilmezdim. Valiz doldu taştı. VE EVET ANANEMDE İNTERNET VAR vayırlıs. Şaşırdın mı. Benim sülale teknolojik beyler. Dedem laptopundan msne girip benimle yazışıyor düşün.

Sonra gittim otobüsçü amcalarla muahbbet kurdum. 130-130a-E7 ler geçiyormuş okulun ordan. "Git şu durkta bekle ama bu durağı da göz hapsine al hangisi önce kalkarsa ona koş" gibi sinsi taktikler aldım onlardan. Uygulamaya çalışırım.

Eşyalarımı yerleştirmem de uzun sürdü. Teyzemden tişörtkatlamasanatınıninceliklerini öğrendim.Sonra ütü yaptım falan.Teyzem şu an ananemde ikamet ediyor 2 haftaya gitsin tam yerleşicem. Sonra ananem dedem ben çekirdek çitleriz falan.

Sen nasılsın ha? HA ? Oldu bay.

9 Eylül 2010 Perşembe

melaba

Selamnaber?

Hayat sıkıcı dostuum. Bizim buraya AVM açıldı manyak gibi fast food yiyorum. Hemde 2şer 2şer menüleri götürüyorum. Evet tek eğlence kaynağım bu iş.
Bu gün bayram maksatlı gezi yaptık. Sonra ben ananemde kalıcam la üniversite eğitimimin ilk başında. Evde boş oda var oraya yerleşicem haftaya.Ananem dedem ve ben. Balkonda çekirdek çitleriz artık. "evimizin oradan otobüs kalkıyor siyami ersek'in orada durakta iniyorsun okul oraya yakın mı" dedi dedem. EE TAM KARŞISI Kİ diye sevindim böyle.
İşin açıkçası "odakahvaltı6kişilikoda400TLcemiyetlealakamızyoktur" gibi bir olaya girmektense o parayı kendime ayırmak ve rahat olmak işime geldi. Hem Goethe Institut'a gidip almanca şeysine yazılcam yurda vereceğim parayı kullanırım. Sinsiyim.


BUNUSONRADANYAZDIM: La şu şarkıyı dinlemeyeni döverim. http://fizy.com/s/1liui9

5 Eylül 2010 Pazar

fff

Selamnaber?

Kaç gün oldu yazmadım ben bu bloga. Aslında çok gün olmadı ki.

Neden yazmıyorum ? ÇÜNKÜ YAZACAK ŞEY YOK.

Evdeyim falan. Oturuyorum felan. Sıkılıyorum filan.

2 Eylül 2010 Perşembe

havalar da soğuk bu ara

ya hani. HP laptop var neyseki.

Yazı yazarken ellerim ısınıyor. Adaptöre ayağımı koyuyorum ayaklarım ısınıyor.

Zira HP çok ısınıyor.

Serkan Allah Belanı Versin


HEP BERABER AMİİİĞN DİYOZ.

1 Eylül 2010 Çarşamba

bu gün çok değişik şeyler yaşadım

Kayıt yaptırmaya gittim marmaraya.

Bahçesinde sonu belli olmayan bir kayıt kuyruğu vardı. Ben de girdim sıraya.

Böyle kuyruk ilerledi falan derken içeri girdik. Sevindim ilkin. Sonra hüsrana uğradım. Çünkü;

İÇERİDE DE AYRI SIRA VARDI.

Sonra kayıtların alındığı bölümde de vardı sıra tabii. Mühendislikler tıp eczacılık ve hukuk günüydü. Hepsi için birer masa açmışlar hukuk için 5 ayrı masa. ADAMLAR 800 KİŞİ ALIYOR BORU DEĞİL.

Sonra 30 sn de kayıt yaptırdım, kartımı aldım "yabancıdiller yüksekokulbilmemnesi"ne gittim. İşte anfi adı altında bi yere aldılar bizi. "ingilizce dersinden muafiyet sınavı" olduk. 50 soruluk kağıtta şimdiki, geniş ve geçmiş zaman vardı.

Bi ara böyle bi baskı hissettim. Anladım ki sıkışmışım. Gözetmen hanımdan izin istedim tuvalete gitmek için. Git dedi. Ah keşke nerede olduğunu da söyleseydin be ablam. Bi o yana bi bu yana koştum bolca.

Sonra çıktım. Annemleri bulucam da dönücez. Kendileri telefonda "avludayız gel" dediler. Tamam da nasıl. Önümde pencereler var ordan avlu gözüküyor böyle. AMA KAPI YOK.

Bir o yana bi bu yana koşturdum yine bolca. İlk günden çok değişik izlenimler elde ettim yani.

bu da böyle bi anımdır.