29 Aralık 2010 Çarşamba

naber la ? malım.

Gece 5 saat uyumanın akabinde (evet yatağa girince uykum kaçıyor dön dön) sabah saat 6 da kalktım. Gözüm yarı kapalı bi şekilde giyinip çantamı aldım ve kapıya gittim. Sonra çantayı portmantoya bırakıp montumu giydim.

Çıktım evden durağa yürüdüm otobüsü bekledim geldi akbil bastım falan. Sonra tam oturdum "oha lan niye bu kadar rahat oturdum ki ben" dedim. ÇANTAMI ALMAMIŞIM.

Ama sonuçta iyi bir olguya vesile oldu. Çantamı almadığım için roma hukuku pratik çalışma cevaplarım da yanımda değildi. Ama derste soruları kafamdan tık tık cevapladım. Hocanın gözüne girdim eyice. Yıhıyhıyıh.

27 Aralık 2010 Pazartesi

Cibuti krallığının bayrağını bilmek güzel yani.

Selam. Sonradan düzeltme: Cibuti cumhuriyetmiş la. Cibutiye haksızlık eylemişim.

Sartori'nin "karşılaştırmalı anayasa mühendisliği" kitabını arayıp tarayıp kitapçılarda bulamamam; akabinde arkadaşın elinde görmem ve "nerden buldun lağ" diye sormam; arkadaşın "kütüphaneden aldım yea" demesi ve benim kütüphaneye bakmayı akıl edemeyen beyin kıvrımlarıma sövmem; akabinde arkadaştan kitabı kapıp fotokopisini çektirtip ciltletme faaliyeti ile ne kadar uyanık bi insan olduğumu ortaya koymam bi yana; manyak gibi GEO CHALLENGE oynamam elimde olan bir şey değil.

Zaytung işini biliyor. Yani burcuma yapılan yoruma bakarsak bunu anlayabiliriz. YAPARIM YANİ.

Devlet Bahçeli ile ilgili espriler yaparak başlayacağınız önümüzdeki haftaya, Sabri Sarıoğlu göndermeleri ile devam edecek ve en sonunda da, "Seneye görüşürüz" diyerek noktayı koyacaksınız. İşin iyi tarafı, her şeye rağmen gerek ofisinizde gerek facebook'taki arkadaş listenizde sizi komik bulan birileri mutlaka olacak...

26 Aralık 2010 Pazar

bu yazı tamamiyle sıkıntıdan.

Selam. Salut. Hallo. Bok. Hej. Hola. مرحبا
Giriş şeysine koyacağım notlara gelirsek;
1)Bunların hepsi aynı anlamda. (Hiç de anlamamıştınız.)
2)Aradaki "bok"u sırf küfür etme ihtiyacımı gidermek için yazdım.Değil. Hırvatça la o. Hırvatça yani. Bok gibi dil.
3)Sonuncusunu sağdan sola okuyacaksın. Malum.

Nasılsınız? Wie geht es ihnen? Comment allez-vous? ... ŞAKA LAN.

Aylarca touchpad kullandıktan sonra bir anda mouse kullanmaya geçmek çok zormuş. Elim yanlış yerlere kayıyor.

Şimdi de resim yükliycem buraya. Böyle bi atraksiyon olsun bi şeyler falan. Lütfen tıklayınız.
Yüz yıl öncesinin oyunlarına sahibim la. Çağı takip eyleyemedim.

Oha la bi de şey var. Ben sinema artisti olmak istiyorum. Hayır oyun başlarken Edith Piaf çalarsanız zaten benim nazarımda 10 puan kaparsınız yani.

24 Aralık 2010 Cuma

değişik.

Annem telefon etti az evvel.

Hal hatır soracak ya da önemli bir şey oldu onu haber verecek sandım.

4.90a ipekyoldan bluz bulmuş tüm renklerinden almış indirimmiş falan onları anlattı.

selam

Beyoğlu 1. noterine 43 lira bayıldım ve 12 (yazıylasadeceoniki) bin tl borca girdim naber ?

Eğitim kredisi felan yanee.

Noter de bana "geleceğin meslektaşı" iddiasıyla pek şefkat gösterdi.

19 Aralık 2010 Pazar

annem çıldırmış olmalı

"yapmışken tam yapayım" felsefesi ile olaya yaklaşan sayın anne, 15135 kap aşure ile kapıya dayandı.

Ananemin evde her yer aşure oldu la.

17 Aralık 2010 Cuma

evallaabijim

Otobüste 3 lapon vardı. Yok lan lapon değil yanlış yazmışım japon. Laponların burada ne işi var. Hoş japonlar geliyorsa laponlar da gelir. Onlar daha yakınlar. Sanırım?

NEYSE. İşte kendi aralarında "ohookisataku yiii" gibi şeyler diyerek konuşuyorlardı. Sonra biri benden kalem ve kağıt istedi. Verdim. Manyak gibi bişiler yazmaya başladı la. Sonra benim durağım geldi. "kalem sizde kalabilir yanee" dedim.

Can alıcı nokta: adam eyvallah dedi. 130 böyle bi otobüs. Körüklü kısmında durmak zor geliyor bana. Böyle bacaklarım bi yana kayıyor gövdem başka tarafa.

Bi de şey. Lan. Şu habere baksanıza. Dedemi ileride böyle haberlerde görebilmektir en büyük korkum.

15 Aralık 2010 Çarşamba

eheytho

nabersiniz?

ÇOKsoğukLAN. Seviyorum bunu. Ama bu gün otobüs beklerken donmadım değil hani.

Bu gün 4 ders vardı öğleden önce ve ben 4ünde de uyudum. Çok değişik bi aktivite. Öğleden sonra da derse girmedik zaten. Felsefe ve bilim kulübü panel düzenledi İbrahim Kaboğlu da konuşmacıydı onu dinlemeye gittik. Pek doyurucu bir konuşma yaptı "Üniversitede özgürlük" konusu üzerine.

Neyse sonrasında eve döndüm otobüste sürünerek. Şimdi gidip.. ne bileyim yaparım bişeyler heralde. yatasım var.

14 Aralık 2010 Salı

selaym

Sabah gazetesinden kupon biriktiriyorum la. Neyşınıl coğrafik DVD seti. 1 tanesi 3 boyutlu hemide. 2 tanede gözlük veriyorlar. Evet national geographic denen olguyu çok severim. Yazın bütün belgeselleri izlemişliğim var yani.

Gazetede "justin bieber kızları çıldırtıyor" diye bir haber gördüm ve çıldırmaya olan inancımı yitirdim.

13 Aralık 2010 Pazartesi

gülerim.

olum şaka gibi bi yerde yaşıyoruz. Misal.

Güldüm la.

Bir de şeye güldüm. Küçük sırlar reklamında ananemin " ben şu kızı hiç sevmiyorum,şeytan"demesi. Güldüm.

11 Aralık 2010 Cumartesi

lan

Oğuzman-Barlas'la girdiğim savaştan galip çıktım bu gün. YİHA.

Medeni hukuka giriş kitabının özetimsi şeyini çıkartmaya başlamıştım. Bu gün bitti. Allah belamı verdi tabii. Sağ elim mal gibi şu an. 256 sayfa lan. Ama adamlar iç bayıcı yazmış be karşim. Bi kere o kitabın dizaynı ne biçim öyle.

Serap hocanın gerçek kişiler kitabı öyle mi? Baktıkça içim açılıyor.


8 Aralık 2010 Çarşamba

19 sene önce bu gün ben doğmuşum la.

Pek sevdiğim bir arkadaşım da mesaj atmış az evvel. Aktarasım geldi.

Bu gün 1608de john milton doğdu.

1893te haliç dondu.

1915te elizabeth schwarzkopf doğdu.

1916da a. veli kanık doğdu.

1917de kudüs ingiltere tarafından işgal edildi.

1926da atıf yılmaz doğdu.

1928de latin harfleriyle ilk mezar taşı dikildi.

1938de ankara garı açıldı.

1962de tanganika kuruldu.

1963te zangibar bağımsız oldu.

1990da bora cengiz doğdu.

1991de SERKAN SEYHAN DOĞDU VE İYİKİ DOĞDU :))

1995te nazım hikmetin heykeli dikildi.

2004te kanada eşcinsel evliliği onayladı.

Şimdi bu mesaj bloga yazılmaz mı ? Yazdım gitti.

hayır yani her şey bi yana; bu kadar uzun bir mesajı sırf benim için yazmış olması yeter yani. DUYGULANDIM.

Şimdi dağılın.

nabersin.

tuhaf olaylar şeysi

Bu gün de Bekleme Salonu adlı oyuna gittim. (aman da ne güzel oyundu)

Haldun Taner sahnesinin güvenlik görevlicisi kadın beni görünce dedi ki

"sen buraya sık geliyorsun görüyorum. Ödev yüzünden falan mı?"

"yok dedim tiyatroyu seviyorum ondan"

"hmm herkesin farklı zevkleri var tabiğ" dedi sonra.

7 Aralık 2010 Salı

değişik

Bir muhabbet vardır. Fransızlar zamanında hiç yıkanmazlardı pis kokarlardı da o kokularını gizlemek için parfümü buldular diye. Hep abartma ve yalan sanırdım. İnanılası değil yani.

Bu gün fransızca hocam dedi la aynısını. Bir zamanlar Fransada bitten pireden geçilmezdi dedi. Parfümü ondan bulmuşlar dedi.

Vıyh.

4 Aralık 2010 Cumartesi

ah amca vah amca

Tiyatrodan geliyorum. Düşüş. Amanın o ne güzel oyunculuktu öyle. Çok beğendim cidden ki.

Ama işin komik kısmına geliyoruz. İzleyiciler arasında bir amca var. Çok yüksek sesle bir şeyler yapıyor. Şöyle ki:

Sahnede oyuncu "onu sadrazam yapmayın" diyor. Bizim amca "bak bak kendi olmak istiyor sadrazam" diyor.

Arka fondan 31 mart ayaklanmasıyla ilgili sesler geliyor. Bizim amca "60 80 ihtilalleri de böyle olmuştu hımhım"

Amcanın telefonu çalar "oyundayım çıkınca gelcem evet" der.

Gibi. Oyun komedi değildi ama biz bolca güldük.

bunusonradanyazdım: düşündüm de amca değil o. bildiğin dedeydi.

3 Aralık 2010 Cuma

açık mektup

Sevgili doğa ana;

ARALIK AYINDAYIZ. Kendine gel ve havaları soğut artık.