18 Nisan 2011 Pazartesi

vay halime benim .

Selam jnms.

Hafta sonu gün boyu konferans falan derken beynim aktığı için bu gün takıldım ortalarda.

ÇOK YALNIZIM. Şimdilik ama. Herkes memleketine gitti. Bu gün sınavlar sonrası ilk gün okula gittim KİMSE YOKTU. Hocalar bile gelmedi. 200 kişilik anfide tek başıma franszıca çalıştım iki arkadaşa mektup yazdım. Sonra gidip onları PTTye verdim. Sonra dünya göz'e gittim muayene olmaya. ADAMLAR 110 TL dedi lan. sinirlendim çıktım karşıdaki alışveriş merkezinde sınırsız pizza şeysi aldım 7 dilim pizza yedim kendime geldim.

Devlet babamız var yani. Gidip bedava muayene olacam cuma günü. OHA.

Bi de bi de şey bi de. Hayatta en çok istediğim şeylerden biri: Candan Erçetin konserine gidicem lan. 8 mayısta. Sevinçten öldüm.

Bi de şey. Murathan Mungana ismimi söyledim imzalasın deyü. "serkan seyhan, sahne ismi gibi" dedi. Töbe töbeee. Şaka lan. Güldüm ben de ehihi biraz öyle evet dedim.

15 Nisan 2011 Cuma

naberlan

VİZELER BİTTİ BU GÜN.

Kendimizi sokaklara atarak kutladık bunu. Bir adet sahaftan Zülfü Livaneli'nin Mutluluk kitabını aldım. Filmini izlememiştim ve arkadaşlarım çok güzel çok güzel dediler aldım. Ben de bi arkadaşıma Son Adayı önerdim alsın diye aldı.

Bir arkadaşıma da Sana hiç gül bahçesi vaadetmedim'i önerdim. HARİKA KİTAP. Ölürüm.

Şimdi şöyle bi plan yaptım.

Yarın ve pazar günü uluslararası nefret suçları konferansı var ona katılıcam.

Ayrıca yarın İstiklal Mephisto'da Murathan Mungan imza günüsü varmış. Konferans mola verince hınzır bir lise öğrencisi gibi kaçıp gidip kitabımı imzalatıp geri dönücem oraya. Murathan mungan seven bi arkadaşım var ona sordum ne alayım diye. Kırk Odayı önerdi. Bakalım bakalım.

Bi de bu gün taksim Fransız kültüre gittim 3 hafta önce kütüphane kart başvurusunda bulunmuştum hala gelmedi ne iş diye sormaya. MEĞER KADIKÖYDEKİ KADIN FORM DOLDURTMAMIŞ BANA. Onu doldurdum 1 yıllık üyeliği kaptım. A1 düzeyi kitap okuycam oradan. 15 20 lira vermem lan oha.

8 Nisan 2011 Cuma

o kadar malım ki yazmak istemesem bile yazdırıyor insana bu durum.

Şimdi şöyle bir şey.

Anayasa sınavının olduğu gün normalde kalkmam gereken saatten 1 saat 45 dakka sonra kalktım. Altıma sıçıyordum. Neyse ki yoğun trafik zamanı sarf ettiğim "kozyatağı akıyor karşim" lafı gerçek oldu ve trafik aktı sınava yetiştim. (20 dakka medicalparkın önünde beklediğimi bilirim otobüste)

İşte ondan sonra benim bilinç altıma yerleşmiş korku gereği telefonun alarmı çalmadan 5 dakka önce falan kalkıyorum artık kendim. Dün de aynısı oldu.

Kalktım. Gittim dişimi fırçaladım üstümü giyindim kremimi sürdüm sonra saaate bi baktım DAHA 2. Yani yatmamın üzerinden 1 buçuk saat geçmiş. Tekrar pijamalarımı giyip uyudum.

Not: benim odam arada kaldığı için ışık almıyor pek bi de sabah 6 da güneş tam doğmadığı için zifiri karanlık oluyor ondan da algılayamamışım mal gibi.

ÇOK KALİTESİZ UYUYORUM BEN. Her gece 5 kere uyanmalar. Uykusuzluktan ölüp yatağa girince 2 saat uyuyamamalar. İşte dünkü olay doruk noktası oldu. Hastaneye yatıcam.

6 Nisan 2011 Çarşamba

selambay

Naber gençler.

Vize denen olgunun varlığı gerçeği ile yüzleşmek gerek. Mesela yarın da sınavım var. Canım hiç yazmak istemiyor lan.

Kapatsam mı bilogu acaba. Yok kapatmam, başkalarını takip ediyorum ama yazmak gelmiyor gayri içimden.