30 Ağustos 2011 Salı

"olm eylülde seviye belirleme sınavına giricem ya kur düşersem" diye kendimi yemiyor değilim.

Bu yazımızın ilgi odağı : annem ve diş doktoru.

Annemle ikimizin dişlerinin hinterlandında biriken tartarlar yüzünden ara sıra stres yaşar olmuştuk. Sonuç olarak annemin "ramazanda çok sıra yoktur hadi gidek" teklifi karşısında yollara düştük.

Cidden de yoktu sıra. Kimse yoktu. Annem "emekli sandığı çalışan" olduğu için para ödemedik falan. Sonra internetten randevu lazımmış ama danışmancı adam bizi araya sıkıştırdı (kimse yoktu lan hangi araya anlamadım) sonra içinde somali bağış makpuz geçen cümleler eşliğinde annemden 10 lira aldı. "normalde öyle derneklere falan vermem paraları iç ediyolar ama bu kocaeli valiliği ondan verdim" dedi. Ben de kendini kandırmasına göz yumdum.

İşin can alıcı noktasına gelirsek annem doktorla direkt muhabbet kurdu. Kadın bi yandan benim tartarları temizliyor annem bi yandan kadının kahve falına bakıyor, doktorun polis kardeşi ile annemin okulundaki tarih hocasının arasını yapma planları kuruyorlar falan. O odada yaşananlar tarihe not düşülmeli idi.

Dönüşte de önümüze gelen ilk otobüse atlayarak eve gideceğimiz fikrine kapılarak kendimizi saçma sapan yerlerde bulduk. Sonrasında başka otobüse falan bindik. Yollarda çürüyecektim.

Sonuç tartarsız dişler mutlu gülüşler. Şimdi gidip evin bölümlerinin fransızcasını ezberlemem lazım. Oh mon dieu,,,,,,,,,,

3 yorum:

  1. hee akşam sendeki değişiklik tşörtten değil tartarsız dişlerdenmiş :P annen beni de hayırlı bir kısmetle evlendirebilir ayrıca :P

    YanıtlaSil
  2. annen bana da koca bulsun.
    lol

    YanıtlaSil
  3. Bu isler paraylan deel siraylan lutfen..

    YanıtlaSil